İstihdam ve Cinsiyet Eşitliği

Çocuk bakım merkezleri ve okul öncesi eğitime yatırım Türkiye'de istihdam ve toplumsal cinsiyet eşitliğini arttıracak

Haberler | 01 Ekim 2015 Perşembe

Yeni yapılan bir araştırmaya göre kamu yatırımlarının erken çocukluk bakımı ve okul öncesi eğitimin genişlemesi için harcanması başta kadınlar olmak üzere herkes için daha fazla iş imkanı yaratıyor ve cinsiyet eşitliğine katkıda bulunuyor.

Araştırma, Türkiye’nin erken çocukluk bakım ve okul öncesi eğitim kurumlarına kayıt oranlarında OECD ortalamasına ulaşmak için gündüz bakım merkezleri ve anaokullarına yapılacak ek 20,7 milyar TL’lik bir kaynak tahsisinin sağlayacağı yeni istihdam fırsatlarını, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği, gelir ve yoksulluk etkilerini değerlendiriyor.

“Sosyal Bakım Hizmetlerine Kamu Yatırımının İstihdam, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Yoksulluğa Etkileri: Türkiye Örneği” adlı araştırma İstanbul Teknik Üniversitesi ve Levy Ekonomi Enstitüsü tarafından Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Bileşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi desteğiyle hazırlandı.

18 Eylül 2015 tarihinde İstanbul’da açıklanan araştırmaya göre işgücü piyasasında erkek egemenliği olmasına rağmen, muhtemel yatırımlardan en fazla kadınlar fayda görecek. Kadınlar için sözkonusu erken çocukluk bakımı ve okul öncesi eğitim yatırımı sayesinde yüzde 73 oranında yeni iş imkanı yaratılırken inşaat sektöründe ise bu oran kadınlar için sadece yüzde 6 olarak tahmin ediliyor.

Çalışmaya göre, bu yatırım, çoğu evlendikten sonra işini bırakmak zorunda kalan kadınlar olmak üzere, yaklaşık 400,000 ev kadını için istihdam fırsatı yaratıyor. Bu kadınların yeniden işgücüne katılımı hem kazançlı iş sayesinde onları güçlü kılacak hem de ailelerinin içinde bulundukları yoksulluk durumundan çıkmalarına yardımcı olarak hanehalkı gelirine katkıda bulunacaktır.

Yapılan tahminlere göre, erken çocukluk bakımı ve okul öncesi eğitime yapılacak bu büyüklükteki bir yatırım, inşaat sektörüne yapılacak eşit oranda bir harcamadan 2,5 kat daha fazla istihdam sağlayabilir. Çalışmaya göre erken çocukluk bakımı ve okul öncesi eğitime yapılacak harcamalar 719.000 yeni iş fırsatı yaratırken inşaat sektörüne yapılacak harcamaların yaratacağı yeni iş sayısı ise 290.000.

Çalışmada, erken çocukluk bakımı ve okul öncesi eğitiminin güçlü şekilde yaygınlaşmasının, inşaat sektöründeki bir patlamaya göre, toplamda daha fazla iş yaratması, kadınlara ve işsizlere daha fazla iş yaratmasının ötesinde, çok daha yoğun olarak ‘insana yakışır’ işleri de artıracağı belirlenmiştir.

Uluslararası Çalışma Örgütü temsilcisi Özge Berber Agtaş açılış konuşmasında “Araştırma sonuçları sosyal bakım hizmetleri sektörüne yapılacak olan yatırımların ekonomik mantığını çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. ILO adına bu yatırımların gerekliliği üzerinde durmak istiyorum. Bu araştırma aynı zamanda ILO’nun 156 Sayılı Aile Sorumlulukları Olan İşçiler Sözleşmesi’nin uygulanmasının önemini göstermektedir ve bu açıdan da ayrıca değerlidir. Türkiye’nin henüz imzalamamış olduğu 156 Sayılı Sözleşme aile sorumlulukları olan kadın ve erkek çalışanlar için eşit çalışma şartlarını ve fırsatlarını tanımlamaktadır,” şeklinde konuştu.

Çalışmanın bir başka bulgusu ise, kaliteli ve erişilebilir sosyal hizmetlerin olmayışının Türkiye’de kadın işgücü arzına ciddi kısıtlar getirdiği ve bu durumun kadınların işgücü piyasasına bağlılığını zayıflatan başlıca etmenler arasında olduğuna dair bir saptamadır.

Raporun yazarları olan İpek İlkkaracan, Kijong Kim ve Tolga Kaya raporun bulgularının Türkiye'nin de ötesinde etkileri olduğunu ifade etti.

"Biz Türkiye bağlamının da ötesinde, bu çalışmanın sonuçlarının bölgedeki diğer ülkeler için de etkiler taşıdığına inanıyoruz. Sosyal bakım altyapısı eksik olan yerlerde, erken çocuk bakımı ve okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması ve diğer sosyal bakım hizmeti alt sektörleri için geniş bir gelişme ve iyileştirme alanı mevcuttur."