Yeni ILO raporuna göre küresel işgücü piyasasındaki büyük cinsiyet açığı sürüyor

Rapor tüm dünyadaki kadınların insana yakışır işler bulup bu işleri sürdürmekte karşılaşmaya devam ettikleri büyük güçlüklere ışık tutuyor

Haberler | 08 Mart 2016 Salı
Interactive Map: Explore the gender labour gap around the world
(ILO Haberler) – Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Çalışma Yaşamında Kadınlar Yüzüncü Yıl Girişimi (ILO’s Women at Work Centenary Initiative ) kapsamında hazırlanan yeni bir rapora göre dünyanın kimi bölgelerinde gerçekleşen sınırlı kazanımlara rağmen kadınlar çalışma yaşamında eşitlik arayışlarının karşılığını bulamamaktadır.

ILO Genel Direktörü Guy Ryder “raporun, kadınların insana yakışır işler bulmakta ve bu işleri korumakta büyük güçlüklerle karşılaşmaya devam ettiklerini gösterdiğini” belirtmiştir.

“Bu alandaki girişimlerimiz hemen başlamalı, etkili olmalı ve uzun bir döneme uzanmalıdır. Boşa geçirecek zamanımız yoktur. 2030 Gündemi, çabalarımızı bir araya getirmek ve toplumsal cinsiyet eşitliği için tutarlı ve birbirini destekleyici politikalar geliştirmek için bir fırsattır.”

Çalışma Yaşamında Kadınlar: Eğilimler 2016 raporu 178 ülkedeki verileri incelemekte ve küresel işgücü piyasasının bütününde kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsizliğin sürdüğü sonucuna varmaktadır. Dahası, rapor, son yirmi yıl içinde kadınların eğitimi alanında sağlanan önemli ilerlemelerin, çalışma yaşamındaki konumlarına bu oranda yansımadığını göstermektedir.

Küresel düzeyde, istihdamda cinsiyet açığı 1995 yılından bu yana ancak 0,6 puan azalabilmiştir. İstihdam/nüfus oranı ise 2015 yılında kadınlarda yüzde 46, erkeklerde ise hemen hemen yüzde 72’dir.

2015 yılında tüm dünyada kendi hesabına çalışan ve aile çalışanı durumunda 586 milyon kadın vardır. Küresel olarak alındığında aile işlerinde çalışanların (katkıda bulunan aile çalışanları) payı kadınlar arasında önemli ölçüde azalırken (son 20 yıl içinde 17 puan azalma) erkeklerdeki azalmanın daha az olması (8,1 puan) sonucunda aile işlerine katkı amaçlı çalışanlar arasındaki cinsiyet açığı yüzde 11’e inmiştir.

İşgücü piyasasındaki kadınların yüzde 52,1’i, erkeklerin ise yüzde 51,2’si ücretli ve maaşlı çalışan kişiler olmasına rağmen bu kendi başına daha kaliteli iş anlamına gelmemektedir. Küresel ölçekte, kadınların yüzde 38’i, erkeklerin de yüzde 36’sı sosyal sigorta pirimi ödememektedir. Bu ölçüte göre bakıldığında kayıt dışı istihdamın yaygın olduğu bölgeler olarak sosyal güvenlik kapsamı dışına çalışan kadın oranı Sahra Güneyi Afrika’da yüzde 63,2, Güney Asya’da ise yüzde 74,2’dir.

Rapor ayrıca 100 kadar ülkeye ilişkin olarak ücretli ve ücretsiz çalışma saatleri, doğum izni ve emeklilikle ilgili yeni veriler sunmaktadır.

Kadınların günlük çalışma saatleri daha uzun

Ücretli ya da ücretsiz işler olsun kadınların günlük çalışma saatleri bugün de erkeklere göre daha uzundur. Gerek üst gerekse alt gelir düzeyindeki ülkelerde kadınlar ortalama olarak erkeklere göre en az 2,5 kat daha fazla ücretsiz ev ve bakım işi yapmaktadır. Gelişmiş ekonomilerde, çalışan kadınlar (kendi hesabına ya da ücretli veya maaşlı çalışma) ücretli ve ücretsiz işlerde günde 8 saat 9 dakika çalışırken erkekler 7 saat 36 dakika çalışmaktadır.

Gelişmekte olan ekonomilerde ise kadınların ücretli ve ücretsiz işlerde günlük çalışma süreleri 9 saat 20 dakika iken erkeklerinki 8 saat 7 dakikadır. Ücretsiz olarak yapılan işlerin dengesiz dağılımı kadınların kayıt içi ücretli ve maaşlı işlerde çalışma sürelerini sınırlamaktadır. Bunun sonucunda tüm dünyada kadınlar toplam istihdamda yalnızca yüzde 40’lık paya sahipken çalışma saatlerinin daha kısa olduğu ve yarı zamanlı işlerde çalışanların yüzde 57’si kadındır.

Ayrıca, incelenen 100’den fazla ülkede istihdam kapsamındaki erkeklerin üçte birinden fazlası (yüzde 35,5) kadınların ise dörtte biri (yüzde 25,7) haftada 48 saatten daha uzun çalışmaktadır. Bu durum, ücretsiz ev ve bakım işlerinin kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsiz dağılımını etkilemektedir.

Kadınların işgücü piyasasında karşılaştıkları üst üste binmiş dezavantajlar daha sonraki yıllar üzerinde de önemli etkilere sahiptir. Emeklilikle ilgili haklardan (hem yasal hem fiili) yararlanmada kadınlar erkeklerin gerisindedir ve bu da sosyal koruma alanında cinsiyete göre bir açık yaratmaktadır. Küresel ölçekte, emeklilik yaşının üzerinde olup emeklilik haklarından yararlanan kadın oranı bu konumdaki erkek oranından 10,6 puan daha düşüktür.

Yine küresel olarak, emeklilik yaşının üzerinde (ülkelerin çoğunluğundaki yasal düzenlemelere göre 60-65 ya da üzeri) olup düzenli emekli maaşı alamayanlar arasında kadınların oranı hemen hemen yüzde 65’tir. Başka bir deyişle yaklaşık 200 milyon yaşlı kadın emekli ya da dul aylığından yoksundur. Buna karşılık emeklilik haklarından yararlanamayan erkek sayısı 115 milyon kadardır.

Rapordan diğer önemli başlıklar

Son yirmi yıl içinde özellikle gelişmiş ve yükselen ekonomilerde, belirli becerilerin tercih edildiği teknolojik işler yaygınlaştıkça kadınların ve erkeklerin meslekler içindeki ve arasındaki dağılımında da daha ileri ayrışmalar ortaya çıkmıştır. 1995 ile 2015 arasında istihdam en hızlı biçimde yükselen ekonomilerde artmıştır; talep edilen beceri düzeyinden bağımsız olarak istihdam düzeylerindeki mutlak değişim kadınlara göre erkeklerde iki kat daha fazladır (191 milyona karşı 382 milyon) ve bu da kadınların daha fazla ve daha kaliteli işlerde çalışmaları açısından pek ilerleme sağlanamadığını göstermektedir.

Gelişmiş ülkelerde kadınlar ücret karşılığı olmayan bakım işlerinde günde ortalama 4 saat 20 dakika çalışırken erkeklerde bu süre 2 saat 16 dakikadır. Gelişmekte olan ülkelerde ise bu süreler kadınlar ve erkekler için sırasıyla 4 saat 30 dakika ve 1 saat 20 dakikadır. Bu açık halen büyük olmakla birlikte belirli ülkelerde daralmıştır. Bu daralmayı sağlayan da kadınların çocuk bakımına ayırdıkları zamanda azalma olmamakla birlikte ev işlerine ayırdıkları zamanın eskisine göre kısalmasıdır.

Ücretler açısından bakıldığında raporda ulaşılan sonuçlar daha önceki tahminlerini teyit etmektedir: Küresel olarak kadınlar, erkeklerin kazandığının hala ortalama yüzde 77’sini kazanmaktadır. Rapor, bu ücret açığının yalnızca eğitimdeki farklılıklarla ya da yaş farklılıklarıyla açıklanamayacağına işaret etmektedir. Aradaki farkın, kadınların yaptıkları işlere az değer verilmesiyle, kadınların ağırlıkta olduğu sektörlerde ya da mesleklerde aranılan becerilerle, ayrımcılıkla, kadınların örneğin çocuk bakımı gibi ek sorumluluklar nedeniyle kariyerlerine ara vermeleriyle ya da ücretli çalışma sürelerini kısaltmalarıyla bağlantısı vardır. Cinsiyet bazındaki ücret farklılıklarında belirli bir iyileşme olmakla birlikte, rapora göre, bugünkü eğilimlerin sürmesi halinde aradaki ücret açığının kapanması için 70 yıldan daha uzun zaman gerekecektir.

2030’a kadar eşitlenme

ILO’nun 2016 Uluslararası Kadınlar Günü için belirlediği tema “2030’a Kadar Eşitlenme: Gelecek Bugündür ” temasıdır ve BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündeminin gerçekleşmesinin istenmesi durumunda bu açıkların kapatılmasının ne kadar ivedi bir görev olduğuna dikkat çekmektedir. Gerçekten de gündemdeki hedeflerin hemen hemen hepsinde toplumsal cinsiyet bileşeni bulunmaktadır.

Hazırlanan rapor aynı zamanda ILO’nun Çalışma Yaşamında Kadınlar Yüzüncü Yıl Girişimi açısından da önemli bir katkıdır. Girişim, 2019 yılına denk gelen yüzüncü yılına yaklaşırken ILO bileşenlerinin toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik kararlılığını yansıtmaktadır ve ILO’nun toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama ve ayrımcılığa karşı mücadele çabalarına ivme kazandıracak yenilikçi hareketlere yöneliktir.

ILO’nun Toplumsal Cinsiyet, Eşitlik ve Çeşitlilik Bölümü Başkanı Shauna Olney’in sözleriyle “2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi doğrultusunda çalışma yaşamında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, geride hiç kimseyi bırakmayacak sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleşmesi ve gelecekte tüm kadınlara ve erkeklere insana yakışır işler sağlanması açısından temel önkoşuldur.”

2030 Gündemi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve bunun 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefine katkısının belirleyici önemi konusunda evrensel bir mutabakatı yansıtmaktadır. Kadınlar için daha fazla –ve daha kaliteli-iş, sosyal güvenlikte tam kapsam, ücret karşılığı olmayan bakım ve ev işlerinin değerinin kabulü, bu işlerin azaltılması ve görevlerin yeniden dağıtılması, yeni dönüştürücü gündemin karşılık bulması için vazgeçilmez önemdedir.