Blog

Daha iyi normal, işyerinde şiddet ve tacizle mücadele edildiği bir normal olmak zorunda

Yorum | 27 Temmuz 2020 Pazartesi
Manal Azzi, Kıdemli Uzman, İş Sağlığı ve Güvenliği
Şiddet ve taciz, çalışma yaşamında süregelen ve zararlı etkileri olan bir sorundur.

Ulusal sınırları, sosyo-ekonomik koşulları, mesleki sektörleri ve çalışma düzenlemelerini aşar. Çalışma arkadaşları arasında, yöneticiler ile astlar arasında, veya çalışanlar ile müşteriler veya halk arasında olabilir; maruz kalanların sağlık ve güvenliğini tehdit eder.

Şiddet ve taciz, salt fiziksel veya cinsel değildir, farklı ve değişen biçimlerde olabilir. Özellikle psikolojik taciz, en örtük biçimlerde sinsice ve aşağılayıcı olabilir, yarattığı ruhsal hasar bazen intihara yol açabilir.

Çalışanların esenliği üzerindeki olumsuz etkiler işletmeyi de etkiler; korku, hastalık ve incinme nedeniyle işe gelmeme, işten ayrılmanın artmasına neden olur. Bu değişiklikler işletmeler için kayda değer düzeyde maliyetler doğurabilir, aynı zamanda verim ve performansa da zarar verebilir.

Bugün yaşadığımız halk sağlığı krizinde, şiddet ve tacizin arttığı görülüyor. Küresel salgın nedeniyle getirilen eşi benzeri görülmemiş kısıtlamalar stres düzeylerini daha da ağırlaştırıyor. Bazı durumlarda şiddet ve tacizin zorunlu personel, sağlık çalışanları ve küresel salgınla ön saflarda mücadele eden insanlara yöneltilmesine de yol açıyor.

© Nenad Stojkovic
Wuhan, Çin’de aşırı kalabalık hastanelerde doktorların darp ve tehdit edildiğine dair haberler vardır. Gıda dükkanlarındaki zorunlu işçiler, dükkanlarda raflar boş kaldığı zaman şiddet ve tacize maruz kalmışlardır. Yakın zaman önce, Amerika Birleşik Devletleri’nde, dükkan içinde maske takma kuralını uygulatmaya çalışan bir güvenlik görevlisi öldürüldü.

İşle ilgili şiddet ve tacizin nedenlerinin ve etkilerinin farkına varmak ve ele almak için bundan daha önemli bir zaman olamazdı. ILO’nun Şiddet ve Tacizden Arınmış, Sağlıklı ve Güvenli Çalışma Ortamı başlıklı yeni raporu tam da bunu yapıyor. Çalışma yaşamında şiddet ve tacizin kapsamını inceliyor; daha iyi İş Sağlığı ve Güvenliği yönetim sistemleri ve eğitim dahil olmak üzere, işyerinde psiko-sosyal riskleri önleme ve ele almaya yönelik mevcut iş sağlığı ve güvenliği çerçevelerine, girişimlerine ve eylem alanlarına bakıyor.

ILO’nun geçen yıl yapılan Yüzüncüyıl Uluslararası Çalışma Konferansı’nda, ILO üyesi 187 devlet, çığır açan 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’ni ve eşlik eden 206 sayılı Tavsiye Kararı’nı kabul etmişti. Belgelerin kabulü, bu belanın ortadan kaldırılmasına yönelik uluslararası taahhüdü temsil ediyor.

Ancak, böylesine her şeyi kapsayan bir taahhüdün, taban hareketiyle desteklenmesi gerekiyor. Tacizi sürdüren veya sürmesine imkan tanıyan sistemler, kültürler ve bireylerin açığa vurulması ve düzeltilmesi gerekiyor. Hepimiz, COVID sonrasında “daha iyi bir normal”i inşa etmek istiyoruz. Şiddet ve tacizden arınmış işyerleri, bu denklemin bir parçası olmak zorunda.